(Milliyet Sanat dergisi Temmuz 2017 sayısında yayımlanmıştır.)
Yıllar önceydi… Selda Bağcan’la radyo programım için bir
röportaj yapmış, röportaj sonrasında ise tanıtımlarda kullanmak üzere programın
adına gönderme yapan “Ben Selda Bağcan, ben de ‘Ah Mazi’deyim,” cümlesini ona
söyletmek istemiştim. Bir an tereddüt etmiş sonra da gülerek “Ben de ‘Ah
Mazi’deyim ama ‘âtî’de olmayı tercih ederim,” deyivermişti. Manasını ancak
yıllar sonra anlayacakmışım. Selda hakikaten mazide değil âtîdeymiş meğer. Geçmişte
değil, gelecekte.
Oğul Mançolarla birkaç kez aynı ortamda bulunmuşluğumuz olsa da oturup konuşmuşluğumuz yok idi. Geçtiğimiz aylarda, Galatasaray Lisesinde bir Barış Manço panelinde Batıkan Manço, Nejat Çetinok ve ben konuşmacı idik. Yine oturup sohbet etmiş olmasak da panel boyunca babasından bahsederken epeyce de heyecanlı görünen Batıkan’ı sanki bizim evde doğup büyümüş gibi, sanki kardeşim ya da çocuğummuş gibi tanıdığımı, sevdiğimi hissettim bir kez daha. Keza aynı duygularım Doğukan için de geçerliydi. Gözlerimle görmemiş olsam da onların doğumunu, bebekliklerini, çocuklarını biliyordum. Onlar Barış Abi diye hitap ettiğimiz, şarkılarıyla büyüdüğümüz, çok sevdiğimiz bir adamın çocuklarıydı çünkü. Aileden birileriydi.
Bu kadar sevilmiş, başarı kazanmış, Türk popüler kültür tarihine imzasını atmış bir adamın çocuğu olmak neresinden baksanız “ağır” bir miras yükler insanın omuzuna ki Manço kardeşlerin babalarının ölümünden sonra yaşadıkları bu ağır mirasın da fazlasıydı biliyorsunuz. Şimdi her ikisi de bir şeyler yaparak soyadlarından ziyade isimleriyle var olma çabası veriyorlar ve işleri hiç de kolay değil.
Radyoculukla işe başlayıp daha sonra “dj”liğe yönelen Doğukan Manço’nun ilk teklisi “Binlik Demlik” 2012 yılında yayımlanmıştı. O teklide “Barış Manço’nun “Nick The Chopper” adlı şarkısının temasını babasının ham stüdyo kayıtlarındaki sesini kullanarak yeniden “mix”lemişti Doğukan Manço. Bu defa ise Sertab Erener’in 1992 çıkışlı ilk albümüne adını veren şarkıyı, “Sakin Ol”u yeni düzenlemesi ve Tuğba Yurt’un sesi ile dinleyici karşısına çıkarıyor.
Sözleri Sezen Aksu, bestesi Sezen Aksu ve Uzay Heparı imzası taşıyan “Sakin Ol”, 2008 yılında yayımlanan Uzay Heparı’ya saygı albümü “Sonsuza”da Gülşen tarafından yeniden seslendirilmişti. Emre Müzik etiketiyle dijital platformlarda satışa sunulan bu yeni teklide ise şarkının “Radio Mix”, “Extended Mix” ve “Club Mix” başlıkları ile üç farklı versiyonu yer alıyor.
“Binlik Demlik”de henüz yolun çok başında olduğunu hissettiren Doğukan Manço, bu defa elindeki malzemeyi iyi kullanmış ve bu hem söz hem de melodi açısından hâlâ etkili olabilecek bu ‘90’lar şarkısını bugünün “sound” anlayışına doğru bir biçimde uydurmuş. Üstelik enteresan bir biçimde, bir Barış Manço şarkısı gibi tınlıyor bu çok nevi şahsına münhasır Sezen şarkısı. (Söz konusu “remix”ler ne derece şahanedir, ne derece değildir tartışmasını “dj”lere bırakıyorum zira o kulvarda hemen hiç kimse bir diğerinin yaptığını beğenmiyor.) Son dönemde tanış olduğumuz dikkat çekici genç seslerden biri olan Tuğba Yurt ise üstüne düşeni hakkıyla yapıyor ve Sertab’ı da Gülşen’i de aratmıyor.
Bir “featuring” başlıklı tekli klasiği olarak yine iki ayrı zamanda çekilmiş fotoğrafın bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş, ancak bereket ki bir parça grafik tasarım yapılmış kapak tasarımı ile satışa sunulan tekli, damgasını vurmasa da yaza hareket katacaklardan biri olmaya aday.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.