OLGUN BİR İLK ALBÜM
(29 Ekim 2015 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Müge Zümrütbel’in ilk albümü “Sevgili”, geçtiğimiz günlerde Avrupa müzik etiketiyle yayımlandı. Ne var ki bu ilk albümü olmasına karşın, albümü dinlediğinizde de hemen anlayacağınız üzere, karşımızda çok deneyimli bir müzisyen var. Bunu teyit etmek için biyografisine bir göz atmanız yeterli. Daha lise yıllarında başlayan bir müzik eğitimi ile beraber şan eğitimi, o yaşlarda senfoni orkestraları konserlerinde sahneye çıkış, sonrasında konservatuar eğitimi, opera temsilleri ve üzerine bir de ses mühendisliği eğitimi…
Müziği ortalama dinleyiciden biraz daha yakın takip edenler, Müge Zümrütbel ismine zaman zaman popüler işlerin içinde de rastladı aslına bakarsanız. Keremcem’in ilk albümündeki “Nerelere Gideyim?” düeti, Yedi Kocalı Hürmüz, Adem’in Trenleri gibi kimi filmlerin “soundtrack” şarkıları ve adını bilmesek de sesine aşinalık yaratan nice reklam filmi müziği ilk ağızda sayabileceklerim. Orkestra solistliği ve Nilüfer, Sertab Erener, Zerrin Özer gibi isimlerin arkasında vokalistlik tecrübesi de cabası.
Müge Zümrütbel, işin ilmini yapmaya azmetmiş olmalı ki, son olarak bir de Bilgi Üniversitesi Sahne Ve Gösteri Sanatları Yönetimi bölümünü okuyup bitirmiş. Ve sanırım kısaca özetlemeye çalıştığım sefahati nedeniyle ilk solo albümünü yapmak için anca fırsat bulmuş. Nitekim prodüktörlüğünü Hakan Yeşilkaya ile birlikte üstlendiği bu albüm, bir ilk albüm ama aynı zamanda da bir olgunluk dönemi albümü gibi.
Avrupa Müzik etiketiyle yayımlanan albüm, yedi şarkı ve iki de “remix”ten oluşuyor. Hepsi ilk kez duyduğumuz şarkılar; yani “cover” yok. Düzenlemelerin ve “remix”lerin tamamı Hakan Yeşilkaya tarafından yapılmış. İlk klip şarkısı olarak ise albümün açılış şarkısı da olan “Yalan” seçilmiş. Söz ve müziği Cüneyt Tek’e ait “Yalan”, hem kalbe hem kulağa ilk dinleyişte yer eden, güçlü ve kalıcı bir şarkı. Zümrütbel’in tane tane, sesini ve vurgularını son derece doğru kullanarak, tekniği kadar duygusu da sağlam şarkı söyleme biçimi daha bu ilk şarkıda dikkat kesilmenizi sağlıyor ve bu durum albüm boyunca da aynı etkiyle devam ediyor.
Söz ve müziği Zeki Güner’e ait “Sevgili” oryantal etkili, hem ritmi hem melodisiyle sıcak bir şarkı. Zaten albümün bütününe alaturka tınılar hâkim. Eğer illa kategorize etmek gerekirse, popun Sıla kulvarından yürüdüğü söylenebilir.
Duygu sömürüsüne ve ağlamaya inlemeye dönüşmediği sürece pop şarkılarında alaturka ve hatta arabesk tınılar kullanılması beni rahatsız etmiyor ki bu albümde tam da böyle bir durum var. Nitekim sözleri Zeki Güner’e, bestesi Hakan Yeşilkaya’ya ait “Aşk İşte” de böylesi bir şarkı. Şunu da söylemek lazım ki, ortalama bir şarkıcıyı zorlayacak bir ses aralığında gezmesine karşın, Müge Zümrütbel, nüanslı vokal tekniğiyle bu şarkının da hakkını veriyor.
Sözleri Pınar Çubukçu’ya, bestesi Hakan Yeşilkaya’ya ait “İster miydim?” ve “Oynamam Oyununu” ile albüm nokta atışına devam ediyor. Sözlerini Zeki Güner’in yazdığı, bestesini Müge Zümrütbel’in yaptığı “Yabancı Gurur” ve sözleri yine Zeki Güner tarafından yazılmış Hakan Yeşilkaya bestesi “Sessiz Yara” ile de albümdeki yedi şarkı tamamlanırken, her bir şarkının ayrı ayrı etkili şarkılar olduğuna kanaat getiriyorsunuz. Pekala her biri tekli formatında yayımlanabilecek ya da ayrı ayrı klip çekilmeyi hak edecek şarkılar bunlar. Yani yedi şarkılık bir albüm için bile “eldeki malzeme bol keseden kullanılmış” diyebilmek mümkün.
“Sevgili”nin “remix” versiyonu çok doğru olmuş. Zaten radyolar da bu versiyonu tercih etti çalmak için. Hatta şarkı böylece klipsizken bile dikkat çekti. “Yabancı Gurur”un “remix” versiyonu da aynı mantıkla yapılmış. Gürültülü ve tekdüze “remix”lerden değil; şarkı bu haliyle de dinlenebiliyor.
Fark ettim ki sıklıkla yapmadığım bir şeyi yapıp, bir albümü kusur bulmadan dinledim ve yazdım bu defa. Bu pek sık olmuyor. Müge Zümrütbel ve Hakan Yeşilkaya deneyimi ve yeterliliğinde iki müzisyenden daha cesur, daha alternatif bir albüm ya da şarkılar bekleyebilirdik pekala. Bu bir kusur mu? Hayır. Çünkü popun kendi matematiği içinde ve mevcut piyasa şartlarında tutturulmuş bu çizgi hiç de hafife alınacak gibi değil.
Cem Talu’nun çektiği fotoğraflarla süslü albüm kartonet tasarımını Özlem Semiz yapmış. Güzel bir kapak fotoğrafı ve zarif bir tasarımla dinleyiciye sunulan albüm, özellikle yukarıda bahsi geçen kulvarda pop şarkıları sevenler için es geçilmemesi gereken türden.
EKİM 2015
(20 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
ENBE’nin solisti olduğu dönemde sesini verdiği “Senden Kıymetli mi?” şarkısını hatırlarsınız. Belki başrolünü Yeşim Salkım’la paylaştığı Bizim Şarkımız müzikalini izlemiş ya da en azından müzikalin albümünü dinlemiş, sesini orada duymuş olabilirsiniz. Ya da Kürşat Başar’ın 2012 çıkışlı “Keşke Burada Olsaydın” albümünde konuk olarak seslendirdiği “Ben Varım” şarkısında.
Berkay Özideş uzun süredir solo bir albüm için çalışıyordu. Ve sonunda ilk şarkısı dinleyici karşısına çıktı. “Leyla” adlı ilk Berkay Özideş teklisi, geçtiğimiz günlerde Esen Müzik etiketiyle yayımlandı.
Spor Akademisi’nde öğrenci iken müzik tutkusu ağır basan Özideş, okuldan ayrılıp konservatuara girmiş ve opera bölümünden mezun olmuş. Şan eğitmenliği, ENBE Orkestra’sında solistlik, müzikal, Kürşat Başar’la çalışmalar derken çocuk yaşlarından itibaren yazmaya başladığı kendi şarkılarına nihayet sıra gelmiş. Nitekim “Leyla” söz ve müziği Berkay Özideş’e ait bir şarkı. Özideş bununla da yetinmemiş, düzenlemeyi de kendisi yapmış ve bütün enstrümanları çalmış.
Şarkının gösterdiği o ki, Berkay Özideş’in bildik pop şarkıcılarının yolundan gitmeye pek niyeti yok. “Leyla”yı yazarken ağıtlardan ilham almış. Bu yüzden de bir parça karanlık, sofistike bir tarafı var şarkının. Çok az sözle anlatılan koca bir hikâye dinliyor, kim bilir belki de bir film izliyorsunuz. Düzenleme, vokaller, Özideş’in sesini kullanma biçimi, her şey bu bütünü tamamlıyor. Bu yüzden de fazla kelimeye ihtiyaç kalmıyor, atmosfer kendiliğinden sizi içine alıyor. Bu bakımdan etkileyici ve çarpıcı bir şarkı “Leyla”. Bir “rock-opera”nın ya da “senfonik-rock” albümünün açılış şarkısı da olabilirmiş pekala.
Sadece çok iyi bir sesi olduğunu, iyi şarkı söylediğini ispat etmiyor, sıkı da bir müzisyen olduğunun altını çiziyor Berkay Özideş. Bunları bir kenara koyacak olsak, böylesi bir şarkıyla bu müzik piyasasında çıkış yapmak neresinden baksanız cesaret işi çünkü. Neyse ki (yukarıda da yazdığım gibi) farklı olanın da dikkat çekebildiği, en azından kendi dinleyicisini bulabildiği bir dönemdeyiz. Bu şarkıyla birlikte Berkay Özideş’i takibe alıp, bundan sonra yapacaklarını yakından takip etmek lazım.
EKİM 2015
(20 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Kıbrıs kökenli bir müzisyen olan Nihayet, dünya standartlarında etnik müzik yapmak niyetiyle yola koyulmuş. Küçük yaşlardan itibaren piyano çalarak başladığı müzik yolculuğu onu kendi şarkılarını yazmaya kadar götürmüş. Nitekim geçtiğimiz günlerde İyi Müzik etiketiyle yayımlanan ilk teklisindeki “Karadul” adlı şarkının söz ve müziği de Nihayet’e ait. Şarkının düzenlemesi ise Batu Çaldıran tarafından yapılmış.
Kıbrıs kökenli bir müzisyen olan Nihayet, dünya standartlarında etnik müzik yapmak niyetiyle yola koyulmuş. Küçük yaşlardan itibaren piyano çalarak başladığı müzik yolculuğu onu kendi şarkılarını yazmaya kadar götürmüş. Nitekim geçtiğimiz günlerde İyi Müzik etiketiyle yayımlanan ilk teklisindeki “Karadul” adlı şarkının söz ve müziği de Nihayet’e ait. Şarkının düzenlemesi ise Batu Çaldıran tarafından yapılmış.
Nihayet kelimesi zaten bir isim olarak yeterince farklı iken, şarkının adının “Karadul” olması da büsbütün dikkat çekici. Aynı isimli örümcek cinsinden ilham alınarak yazılmış bir şarkı bu. Nitekim epeyce enteresan görüntüler içeren klip de şarkının hikâyesini destekliyor.
Türkiye gibi iki kıta arasında duran, dünya kurulalı beli farklı kültürlerin (klişe tabiriyle) beşiği haline gelmiş bir ülkeden, yıllar yılı dünya çapında bir “etnik” müzik yıldızının çıkmamış olmasını sadece müziğimizi uluslar arası platformlarda pazarlayamamamızla açıklamak eksik olur. Pazarlamadan önce doğru üretim gerekiyor. İşte o konuda bir Pakistan, bir İsrail, bir İran kadar olamadığımız bir gerçek. Bu ve benzeri ülkeler dünyaya kendi müziklerini bir şekilde dinletirken, biz dünyada üretilmiş şarkılara Türkçe sözler yazmakla meşguldük çünkü. Bugün vardığımız noktada bu döngü kırılır mı? Kolay değil elbette. Ama en azından denendiğini görmek bile az şey değil.
Nihayet’in “Karadul” adlı şarkısı Türkiye pazarında ne kadar şanslı olur, onu kestirmek zor. Hem sözleri, hem bestesi, hem de düzenlemesiyle Türk popunun klişe şarkı formuna ayak uydurmuyor “Karadul” çünkü. Bir parça rahatsız edici, “sert” bir tarafı da var üstelik. Özellikle de klip böyle. Buna karşın, yakın dönemde değişen beğeni kriterleriyle yavaş yavaş klişe olanında dışında, farklı işlere kucak açan bir dinleyici kitlesi de oluşmaya başladı. Buradan yola çıkarak, özellikle de yabancı pop müzik seven ve dinleyen kitle için “Karadul”, farklı bir Türkçe şarkı deneyimi olabilir.
Daha ilk şarkısı ve ilk klibi ile bir “star” havası yakalıyor Nihayet. Bu da işin en zor kısmını halletmiş olmak demek. Daha önce Türkiye’de yapılan buna benzer işlerde en büyük eksik hep bu olmuştu çünkü. İddialı bir iş yapıyorsanız, o iddiayı taşıyabilmeniz gerekiyor.
Tek bir şarkının bana düşündürdükleri bunlar oldu. Daha fazlası için Nihayet’in yeni işlerini dinlemek/görmek lazım.
EKİM 2015
Hakkımda
Yavuz Hakan Tok
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.
Bu Hafta Çok Okunanlar
-
MABEL MATİZ - "FATİH" “Yahu bu ne? Bu zamanda 25 şarkılık albüm mü olur? Kim dinleyecek bunu?” “Şarkıların hepsi birbirine benz...
-
“Vayomini dö pua, yunaytıd kindım tu points… Lalmeyn di pua, görmıni ten points…” Ecnebi ülkeler birbirine böyle böyle puan dağıtırken bi...
-
Seninle Üç Dakika 1975 - 4. Bölüm Külkedisi Masalı 15 Ocak 1958’de İstanbul’da doğan Semiha Yankı’nın 17 yıllık kısacık yaşa...
-
"BAZEN SIĞ, BAZEN DİBİ YOK" Hande Yener albümleri/şarkıları hakkında yazmayı seviyorum, o belli. Neredeyse her albümünü yazmışım. ...
-
(1984'ten Bugüne) Sezen Aksu'nun yeni albümünün piyasaya çıktığı bugünlerde, Türk popunun efsane albümlerinden "Sen Ağlama&q...
Arşivden
-
Yabancı Gelin Sonia, Türkiye'de nasıl ünlü bir sinema oyuncusu ve şarkıcı oldu?.. Yetmişlerde ona kim, neden açık çek verdi? Dillere...
-
ENBE ORKESTRASI - "SENDEN KIYMETLİ Mİ?" Bütün tartışmalara, eleştirilere rağmen popüler müzik piyasasında ENBE damgası vurulmuş ...
-
"Hani Peter Pan masalı gibi bir hayal dünyası vardır ya; orada kötülük yoktur, orada ihanet yoktur, orada acı çekilmez. Bizim şarkılar...
-
MABEL MATİZ - "FATİH" “Yahu bu ne? Bu zamanda 25 şarkılık albüm mü olur? Kim dinleyecek bunu?” “Şarkıların hepsi birbirine benz...
-
MUSTAFA BOZKURT – “YOL” Esinlenme, etkilenme, ilham alma, sanatın her dalında bir çıkış noktası olabilir. Önünde bir örneği, daha önce yap...