Dijital Plak Olur mu?


O zamanlar memlekette plak denilen şeyin kıymetini bilen çok az insan vardı. Plaklarda kalmış şarkıları hatırlayan da… Sahaf sahaf dolaşır, plak toplar, her bulduğumuz yeni plakla mutlu olurduk. Birbirimize yeni aldığımız plakları anlatır, bizde olmayıp başkasında olanı kıskanır, bazen de kıskandırırdık. 

En büyük hayalimizdi bir gün plakların “CD” formatında tekrar piyasaya sürülmesi. Hatta Hakan Eren hayal etmekle kalmaz, bilgisayar marifetiyle plakları dijital ortama aktarır, ev yapımı “CD”lerinin kapak tasarımlarına da Ossi Müzik etiketi koyardı. ‘Evrene olumlu mesaj göndermek’ meselesine daha iyi bir örnek verilebilir mi bilmiyorum ama günü geldi sahiden Ossi Müzik diye bir firma kurdu Hakan ve bu sayede sahiden de plaklarda kalmış şarkılar birer ikişer “CD”lere basıldı. Bu kez ev yapımı değildi CD’ler; müzik market raflarını süslüyorlardı artık.


Tabii o dönemde bu işler çok zordu. Bu yüzden de ancak hak sahiplerinin bulunup, izinlerinin alındığı şarkılar kullanılabiliyordu. Bu da ağırlıklı olarak karma albümlerin yayımlanabilmesine yol açıyordu. Buna da şükürdü tabii ama arşivci tayfasının asıl ideali plakların orijinal haliyle, kapağından şarkı dizimine, birebir “CD” formatına aktarılmasıydı. Neyse ki zamanla o da oldu. Çok değilse bile, az da denemeyecek sayıda eski plağın tıpkıbasım “CD”leri var artık piyasada. Ne çare bütün bunlar olup biterken CD devri bitme noktasına geldi. Şimdi devir dijital devri. 


Telif Yasasında yakın zamanda yapılan bir düzenleme, eski albümleri dijital platformlarda yayımlamayı, “CD” formatında yayımlamaktan daha kolay hale getirdi. Şöyle ki; mesela bir 33’lük plağı yeniden basmak istediğinizde, eğer elinizde “CD” formatında da yayımlanabileceğini gösteren bir eser eşletme belgesi (bir anlamda albümün nüfus kağıdı) yoksa, plaktaki bütün şarkıların sahiplerinden tek tek izin almak gerekiyor. İzinleri toplamaya kalktığınız zaman ise eser sahiplerinin çoğunun şarkıların yeniden yayımlanmasının getireceği telifle yetinmeyip, bir de ilave nakit ödeme istediklerini görüyorsunuz. Zaten kısa vadede aman aman satış yapmayacağı başından belli bu albümlere bu bütçeleri ayırmak da hiçbir firma için akıl kârı değil. Bu yüzden de yıllardır bekleyen nice albüm vardı. Neyse ki yeni düzenleme ile bu albümlerin dijital platformlarda yayımlanabilmesinin yolu açıldı. Nitekim yıllardır izin problemleri çözülemediği için bir türlü yayımlanamayan, 1980 öncesi Ajda Pekkan 33’lük ve 45’liklerinin tamamı, yakın zamanda Avrupa Müzik tarafından dijital platformlarda satışa sunuldu. Avrupa Müzik kataloğunda Odeon Müzik arşivinden devralanmış sayısız alaturka ve türkü plağı da var ki onların büyük kısmını da şu an dijitalde bulabilmek mümkün. 


Plaklarda kalan şarkıların, şarkıcıların ve bütün bir plak kültürünün yeniden dolaşıma girmesinde büyük payı olan Hakan Eren’se işi bir adım daha ileri götürdü ve Ossi Müzik arşivindeki kimi plakları, orijinal kapakları ve temizlenmiş ses kayıtları ile dijital platformlara taşıdı. Onları CD olarak basmanın ne yazık ki artık ticari bir anlamı kalmadı. Ama en azından bu şekilde dijital kopyalarına ulaşabilmek bile çok kıymetli. Peki bu plaklar neler? Şöyle bir özet geçeyim…


Ajda Pekkan, Behiye Aksoy, Sevim Tuna, Taner Şener, Seçil Heper, Nazan Şoray, Ceylan Ece, Nurhan Damcıoğlu, Serpil Barlas, Esin Afşar, Meral Zeren, Çetin Alp, Suna Yıldızoğlu, Ayşe Cemil  ve Coşkun Sabah’ın muhtelif 33’lük ve 45’lik plakları. Bu plakların tamamına yakını, plak baskılarından bu yana hiç yeniden yayımlanmamış şarkılar içeriyor. Yani plak meraklıları için ciddi bir hazine. Hele ki sahaflardaki plak fiyatlarının bu derece ‘uçtuğu’ bir dönemde… İlla plaklara elle dokunacağım diye bir kaygınız yoksa, çok da makul fiyatlarla, tertemiz kayıtlar ve orijinal kapaklarıyla bu 45’lik ve 33’lükleri edinmemeniz için hiçbir sebep yok.


Gün oldu devran döndü ve kurduğumuz hayâllerin bile ötesine geçen gelişmeler yaşadık. Öyle ki artık ‘dijital plak’ diye bir şey var. ‘Dijital plak’ olur mu olmaz mı diye tartışmanın da bir manası yok. Oldu işte. İnanmazsanız girin TTNet’e, iTunes’a; kendi gözlerinizle görün.    

EKİM 2013

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder