Of Deme Oh De; "Oh Oh" De!

Berksan'ı 2003 yılından bu yana tanıyoruz. O zamandan bu zamana hafif, uçucu, eğlenceli, "çilek" tadında şarkılar yazan ve söyleyen, 2000'li yıllar erkek Türk pop şarkıcısı klişeleriyle yürüyen bir şarkıcıydı. Geçtiğimiz yaz Hande Yener'e vediği "Ya Ya Ya Ya" ile "hit" şarkı yazarı kategorisine terfi edebilmek için önemli bir adım attı. Yakındır bir çok şarkıcının Berksan'ın kapısını aşındırmaya başladığını duyarız. Çünkü söz ve müziği yine kendisine ait ve de bu defa kendisinin seslendirdiği "Oh Oh", müzik dünyasının ve dahi dinleyicilerin depresif şarkılara meylettiği bu kış döneminde, eğlenceli dans şarkıları klasmanında prim yapacak gibi gözüküyor. 

Böylesi şarkılarda sözlerde bir hikâye, mantık, anlamlı bir kurgu filan aramak yersiz. Dünyada da örnekleri çok. "Oh Oh"u ilk duyduğumda ister istemez aklımdan yıllardır duyduğumuz/dinlediğimiz "Oh Oh" lu şarkılar şöyle bir geldi geçti. Gelin, birlikte hatırlayalım.
Bilinen en meşhur "Oh Oh"lu şarkı, Michael Zager Band'in 1978 çıkışlı "Let's All Chant" adlı şarkısı.Disko müziğinin tüm dünyada fırtına gibi estiği o yıllarda kıyametler koparmış, dilden dile dolaşmış bu şarkı Türkiye'de de çok sevilmişti. Sözler haliyle saçma sapan ama tekrarlar çok akılda kalıcı, çok eğlenceli. O yılları hatırlayanlar kadar hiç yaşamamışlar da bu şarkıya aşinadır bizim memlekette. Sebebi ise Kemal Sunal'ın 1979 yılında Osman Seden tarafından çekilmiş "Dokunmayın Şabanıma" adlı filminin disko sahnesinde bu şarkının kullanılmış olması. 
"Let's All Chant"le dünyada esen "Oh Oh" rüzgârının etkisi aynı yıllarda Türkiye'de de kendini gösterir. Önce Baha Boduroğlu, Güzin, Ercan Turgut, Fikret Arslan, Gülgün İlgen, Ülker Aksu ve Serpil Eroymak'tan oluşan İstanbul Şarkıcıları adlı grubun "Oooh Oooh" 45'liği çıkar piyasaya. 45'liğin A yüzünde şarkının sözlü, B yüzünde ise enstrümantal versiyonları yer almaktadır. Sözlerini Zeren'in yazdığı, bestesini Baha Boduroğlu'nun yaptığı "Oooh Ooh", o dönemde Türkiye'de yaşanan sıkıntıları, benzin, tüp gaz, yağ, mazot kuyrukları hicveden, bir parça siyasi, ironik bir şarkıdır. 
1979 yılında bir "Oh Oh"lu şarkı da Nilüfer tarafından yapılır. Bir yabancı şarkıdan Yeşil Giresunlu tarafından Türkçe'ye adapte edilen "Oohhh Oohhh", Nilüfer kariyerinin gelmiş geçmiş en alaycı, en esprili ve en abartılı  nispet şarkısıdır (şimdiki tabiriyle "giderli" bir şarkıdır yani.) Şarkı o yıl 45'lik plak olarak yayımlanır ve Nilüfer albümlerine girmez. Yıl oldu 2013 ama bu şarkı Nilüfer'in yeniden yayımlayan sayılı şarkısından biri olarak arşivlerde duruyor. (Bu şarkının orijinalini bütün aramalarıma rağmen bulamadım; hatta Türkçe sözleri yazan Yeşil Giresunlu'ya da sordum ama o da hatırlamıyor. Bir bulan olursa ve bana da söylerse mesut olurum.)
Türk popüler müzik tarihinin bir başka "Oh Oh"lu şarkısı ise 1993 yılında yapıldı. Söz ve müziği Selami Şahin'e ait olan "Sefam Olsun (Oh Oh)", Şahin'in o çok bildik esprili diliyle, tam da Bülent Ersoy söylesin diye yazılmış gibi duran bir şarkıydı. Özellikle "kuru sulu karıştırıp içiyorum" cümlesiyle hafızalara kazınan bu şarkının eğlenceli alaturka/arabesk şarkılar klasmanında bir klasik haline geldiğini söylemek sanırım yanlış olmaz. 
"Oh Oh" kalıbını siyasi hiciv olarak kullanan Baha Boduroğlu'ndan yıllar sonra bu defa Sezen Aksu benzer bir kurguda bir "Oh Oh" şarkısı yaptı. Bu defa doğrudan siyasi göndermeler değil ama, anlayanı bam telinden vuracak toplumsal eleştiri içerikli cümlelerle dolu bu yeni "Oh Oh", Aksu'nun 2000 yılında yayımlanan "Deliveren" adlı albümünde yer aldı. Toplumca yaşadığımız onca travmaya, içinden geçtiğimiz onca acıya karşın nasıl delirdiğimizin hikâyesiydi aslında Sezen Aksu'nun "Oh Oh"u. "Suyundan da, şuyundan da, buyundan da koy," diye eğlenirken biz, aslında ağlanacak halimize göbek atıyorduk farkında olarak ya da olmadan.
Tabii "Oh Oh" diye diye, dertsiz tasasız eğlenmek, hatta belki sevgiliye beddua etmek de mümkündü. İşte onu da Ankaralı Coşkun yaptı. Şimdilerde "Ankara'nın Bağları"yla bir fenomene dönüşmüş Coşkun'un "Oh Oh"u 2009 yılında yayımlanan aynı adlı albümünde yer aldı. Tam Flash TV eğlence programlarına uygun bir şarkıydı. Yeni nesil Ankara havalarının her motifini taşıyordu. Pullu mendiller elde, şıkır şıkır oynayıp döktürmemek için bir sebep yoktu. Öyle de yapıldı zaten.
Hepsi bu değil. Ama "Oh Oh"lu şarkı deyince benim ilk aklıma gelenler bunlar oldu. Yoksa daha "Oh Olsun" kalıbından üretilmiş bir dolu şarkı, "Oh Be"ler, "Oh Ya"lar ve daha neler neler var. Onlar da başka bir incelemenin konusu olur belki. NOT: Yazının başlığı mı? Vallahi ben uydurmadım; böyle de bir şarkı var. Meraklısı, arar bulur. ARALIK 2013

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder